15 Kasım 2009 Pazar

STUDIO 5 | GRUP 3

Grup3
Oğuzhan Aydın - Andaç Yiğit - Nefise Kansu
Ayber Gülfer (Grup Danışmanı)

DIGITAL TOOLBOX | RHINOCEROS Eğitimi

California Polytechnic State Universitesi'nden Scott Leinweber ve Tam Tran'ın hazırladıkları rhino egitimi web sitesi. Temel, Orta ve ileri düzey rhino egitimleri ayri basliklarda vidyolar ile anlatılıyor.




13 Kasım 2009 Cuma

INCOMPLETE MANIFESTO FOR GROWTH | GELİŞİM İÇİN TAMAMLANMAMIŞ MANİFESTO / BRUCE MAU




1. Allow events to change you / Olayların Seni Değiştirmesine İzin Ver.
You have to be willing to grow. Growth is different from something that happens to you. You produce it. You live it. The prerequisites for growth: the openness to experience events and the willingness to be changed by them.
Gelişmeyi istemek gerekir. Gelişim sana bir şeylerin olmasından farklıdır. Sen onu üretirsin. Yaşarsın. Gelişimin ön koşulu, tecrübelere açık olmak ve onlar tarafından değiştirilmeyi istemektir.

2. Forget about good / İyi Olanı Unut.
Good is a known quantity. Good is what we all agree on. Growth is not necessarily good. Growth is an exploration of unlit recesses that may or may not yield to our research. As long as you stick to good you'll never have real growth.
İyi hepimizin üzerinde hemfikir olduğu şeydir. İyiye bağlı kaldığınız sürece gerçek gelişmeyi sağlayamazsın..

3. Process is More Important Than Outcome / Süreç Sonuçtan Daha Önemlidir.
When the outcome drives the process we will only ever go to where we've already been. If process drives outcome we may not know where we’re going, but we will know we want to
be there.

4. Love your experiments (as you would an ugly child) / Deneylerini Sev (çirkin bir çocuğu seveceğin gibi).
Joy is the engine of growth. Exploit the liberty in casting your work as beautiful experiments, iterations, attempts, trials, and errors. Take the long view and allow yourself the fun of failure every day.
Neşe gelişmenin motorudur. Çalışmalarını güzel deneyler, tekrarlamalar ve yanılmalar olarak görmenin özgürlüğünü yaşa. Uzaktan bak. Başarısız olmanın keyfini her gün çıkar.

5. Go Deep / Derine İn
The deeper you go the more likely you will discover something of value.

6. Capture accidents / Kazaları yakala.
The wrong answer is the right answer in search of a different question. Collect wrong answers as part of the process. Ask different questions.
Yanlış cevap, farklı bir soruyu arayan doğru cevaptır. Sürecin bir parçası olarak yanlış cevapları biriktir. Farklı sorular sor.

7. Study / Çalış
A studio is a place of study. Use the necessity of production as an excuse to study. Everyone will benefit.
Stüdyo çalışma yeridir.

8. Drift / Kendini bırak
Allow yourself to wander aimlessly. Explore adjacencies. Lack judgment. Postpone criticism.
Kendine amaçsız bir şekilde gezinmek için izin ver. Yakınlıkları keşfet. Yargılardan uzak dur. Eleştirilerini ertele.

9. Begin anywhere / Herhangi Bir Yerden Başla
John Cage tells us that not knowing where to begin is a common form of paralysis. His advice: begin anywhere.

10. Everyone is a Leader / Herkes Liderdir.
Growth happens. Whenever it does, allow it to emerge. Learn to follow when it makes sense. Let anyone lead.
Gelişim kendiliğinden olur. Olduğu zaman, ortaya çıkmasına izin ver. Eğer mantıklıysa takip etmeyi öğren. Herhangi birinin başı çekmesine izin ver.

11. Harvest Ideas / Fikirleri Harmanla
Edit applications. Ideas need a dynamic, fluid, generous environment to sustain life. Applications, on the other hand, benefit from critical rigor. Produce a high ratio of ideas
to applications.

12. Keep moving / Hareket Etmeye Devam Et
The market and its operations have a tendency to reinforce success. Resist it. Allow failure and migration to be part of your practice.

13. Slow down / Yavaşla
Desynchronize from standard time frames and surprising opportunities may present themselves.
Standart zamanların dışına çık. şaşırtıcı fırsatlarla karşılaşabilirsin.

14. Don’t be cool / "Cool" olma !
Cool is conservative fear dressed in black. Free yourself from limits of this sort.
"Cool" siyah giyinmiş tutucu korkudur. Bu tür sınırlardan kendini koru.

15. Ask stupid questions / Aptalca sorular sor.
Growth is fueled by desire and innocence. Assess the answer, not the question. Imagine learning throughout your life at the rate of an infant.
Gelişim istek ve masumiyetten güç alır. Cevabı değerlendir, soruyu değil. Bütün hayatın boyunca bir çocuğun hızıyla öğrenmeye çalış.

16. Collaborate / Birlikte Çalış
The space between people working together is filled with conflict, friction, strife, exhilaration, delight, and vast creative potential.

17. ____________________.
Intentionally left blank. Allow space for the ideas you haven’t had yet, and for the ideas
of others.
Bilerek boş bırakıldı. Sana ve başkalarına ait doğmamış fikirlere yer bırak


18. Stay up late / Geç saatlere kadar ayakta ol.
Strange things happen when you’ve gone too far, been up too long, worked too hard, and you're separated from the rest of the world.
Fazla ileri gittiğinde, ayakta kaldığında veya çalıştığında, yani dünyadan soyutlandığın zaman başına tuhaf şeyler gelebilir.

19. Work the metaphor.
Every object has the capacity to stand for something other than what is apparent. Work on what it stands for.

20. Be careful to take risks / Riskleri Alırken Dikkatli ol
Time is genetic. Today is the child of yesterday and the parent of tomorrow. The work you produce today will create your future.
Bugün ürettiklerin yarın senin geleceğini yaratır.

21. Repeat yourself / Kendini tekrarla.
If you like it, do it again. If you don’t like it, do it again.
Hoşuna gidiyorsa, tekrar yap. Hoşuna gitmiyorsa, tekrar yap.

22. Make your own tools / Kendi Araçlarını Yarat
Hybridize your tools in order to build unique things. Even simple tools that are your own can yield entirely new avenues of exploration. Remember, tools amplify our capacities, so even a small tool can make a big difference.
Unutma, araçlar kapasitemizi genişletir, küçük bir araç bile büyük bir değişikliğe yol açabilir


23. Stand on someone’s shoulders / Birisinin Omuzlarında Dur.
You can travel farther carried on the accomplishments of those who came before you. And the view is so much better.
Senden önce gelmiş insanların başarıları üzerinde durarak daha fazla yol alırsın. Üstelik manzara çok daha güzel.

24. Avoid Software / Yazılımlardan Kaçın
The problem with software is that everyone has it.
Yazılımların problemi onlara herkesin sahip olmasıdır.

25. Don’t clean your desk / Masanı toplama.
You might find something in the morning that you can’t see tonight.
Yarın sabah bu akşam göremediğin birşey bulabilirsin.

26. Don’t enter awards competitions / Ödüllü yarışmalara girme
Just don’t. It’s not good for you.

27. Read only left-hand pages.
Marshall McLuhan did this. By decreasing the amount of information, we leave room for what he called our "noodle."

28. Make new words / Yeni kelimeler üret.
Expand the lexicon. The new conditions demand a new way of thinking. The thinking demands new forms of expression. The expression generates new conditions.
Sözlüğünü genişlet. Yeni şartlar yeni düşünce biçimleri gerektirir. Yeni düşünceler yeni ifade biçimleri ister. Yeni ifade biçimleri yeni şartlar doğurur.

29. Think with your mind / Kendi aklınla düşün
Forget technology. Creativity is not device-dependent.
Teknolojiyi unut. Yaratıcılık araçlara bağlı değildir.

30. Organization = Liberty / Organizasyon = Özgürlük.
Real innovation in design, or any other field, happens in context. That context is usually some form of cooperatively managed enterprise. Frank Gehry, for instance, is only able to realize Bilbao because his studio can deliver it on budget. The myth of a split between "creatives" and "suits" is what Leonard Cohen calls a 'charming artifact of the past.'
Tasarımda veya herhangi bir alanda asıl yenilik onu nasıl yaptığındadır. Bu da genelde işbirliği ile yönetilen bir işletme şeklinde olur. Örneğin Frank Gehry Bilbao'daki müzeyi yapabiliyor çünkü stüdyosu bütçenin içinde kalabiliyor. "Yaratıcılar" ve "Takım elbiseliler" arasındaki ayrım Leonard Cohen'in dediği gibi "geçmişe ait parlayan bir kalıntı."

31. Don’t borrow money / Borç alma.
Once again, Frank Gehry’s advice. By maintaining financial control, we maintain creative control. It’s not exactly rocket science, but it’s surprising how hard it is to maintain this discipline, and how many have failed.
Yine Frank Gehry'nin tavsiyesi. Parasal özgürlük yaratıcı özgürlük demek. şaşırtıcı olan, bu konuda disiplinli olmanın ne kadar zor olduğu ve sayısız insanın bunu başaramamış olması.

32. Listen carefully / Dinlerken Dikkatini Ver
Every collaborator who enters our orbit brings with him or her a world more strange and complex than any we could ever hope to imagine. By listening to the details and the subtlety of their needs, desires, or ambitions, we fold their world onto our own. Neither party will ever be the same.

33. Take field trips / Gezilere çık.
The bandwidth of the world is greater than that of your TV set, or the Internet, or even a totally immersive, interactive, dynamically rendered, object-oriented, real-time, computer graphic–simulated environment.
Dünyanın çapı televizyon, internet veya en gerçekçi, interaktif bir bilgisayar programından daha geniştir.
34. Make mistakes faster / Hatalarını daha çabuk yap.
This isn’t my idea – I borrowed it. I think it belongs to Andy Grove.
Bu benim fikrim değil, ödünç aldım. Sanırım Andy Grove'a ait.

35. Imitate / Taklit Et
Don’t be shy about it. Try to get as close as you can. You'll never get all the way, and the separation might be truly remarkable. We have only to look to Richard Hamilton and his version of Marcel Duchamp’s large glass to see how rich, discredited, and underused imitation is as a technique.
Bunu yaparken utanma. Yaklaşabildiğin kadar yaklaş.

36. Scat / Uydur
When you forget the words, do what Ella did: make up something else ... but not words.
Kelimeleri unutunca Ella’nın yaptığını yap; birşeyler uydur ama kelimeler değil

37. Break it, stretch it, bend it, crush it, crack it, fold it / Kır, bük, eğ, ez, çatlat, katla.

38. Explore the other edge / Diğer Uçları da Keşfet
Great liberty exists when we avoid trying to run with the technological pack. We can’t find the leading edge because it’s trampled underfoot. Try using old-tech equipment made obsolete by an economic cycle but still rich with potential.

39. Coffee breaks, cab rides, green rooms / Kahve molalarını, taksi yolculuklarını ve konuşma odalarını değerlendir.
Real growth often happens outside of where we intend it to, in the interstitial spaces – what Dr. Seuss calls "the waiting place." Hans Ulrich Obrist once organized a science and art conference with all of the infrastructure of a conference – the parties, chats, lunches, airport arrivals – but with no actual conference. Apparently it was hugely successful and spawned many ongoing collaborations.
Asıl gelişim çoğu zaman hiç beklemediğiniz yerlerde olur. Dr Seuss'un deyişiyle "bekleme yerlerinde". Hans Ulrich Obrist bir bilim ve sanat konferansı düzenlemişti. Partileri, sohbetleri, yemekleri, uçuş saatleriyle tam bir konferans gibiydi. Ama ortada konferans yoktu. Sonuç çok başarılı oldu. Bir sürü işbirliğinin ilk adımları orada atıldı.

40. Avoid fields.Jump fences / Alanları aş, Tellerden Atla
Disciplinary boundaries and regulatory regimes are attempts to control the wilding of creative life. They are often understandable efforts to order what are manifold, complex, evolutionary processes. Our job is to jump the fences and cross the fields.

41. Laugh / Gül
People visiting the studio often comment on how much we laugh. Since I've become aware of this, I use it as a barometer of how comfortably we are expressing ourselves.
Stüdyoya gelen insanlar sık sık ne kadar çok güldüğümüze dikkat çekerler. Bunun farkına vardığımdan beri gülmeyi bir barometre olarak kullanıyorum. Kendimizi ne kadar rahat ifade ettiğimizi ölçmek için.

42. Remember / Hatırla
Growth is only possible as a product of history. Without memory, innovation is merely novelty. History gives growth a direction. But a memory is never perfect. Every memory is a degraded or composite image of a previous moment or event. That’s what makes us aware of its quality as a past and not a present. It means that every memory is new, a partial construct different from its source, and, as such, a potential for growth itself.
Hafıza olmadan buluş sadece yeni bir şeydir. Geçmiş büyümenin yönünü belirler.

43. Power to the people / İnsanlara güç ver.
Play can only happen when people feel they have control over their lives. We can't be free agents if we’re not free.
İnsanlar ancak hayatları üzerinde kontrole sahiplerse oyun oynayabilirler. Serbest olmazsak serbest çalışamayız

Written in 1998, the Incomplete Manifesto is an articulation of statements exemplifying Bruce Mau’s beliefs, strategies and motivations. Collectively, they are how we approach every project.

12 Kasım 2009 Perşembe

ÖRÜNTÜLER, GEOMETRİLER VE TASARIM



ÖRÜNTÜLER, GEOMETRİLER VE TASARIM

Tarih:13 Kasım 2009 Cuma, 14:00-17:00

Yer:YEM, Fulya

Konuşmacılar:

Onur Yüce Gün - Tasa.RAM

Zafer Sağdıç - Matematik ve Tasarım İlişkisi

Salih Küçüktuna - Sayısal Estetik

Karmaşık olaylar, olgular ya da nesnelerin diziliminin ardında çözümlenebilecek ve yeniden kurgulanabilecek kurallar ya da kavranabilir düzenler yatar. Bu kurallar ve düzen genellikle bir şablon kadar katı ve belirgin olmasa da bir ‘dikiş patronu’ gibi ana prensipleri ortaya çıkaracak nitelikte, ilişkisel ve matematikseldir. Bu anlamda örüntüler, doğadaki oluşum prensiplerinden kentlerdeki dizilimlerin ardındaki düzenlere uzanan örneklemleriyle mimarlık alanını neredeyse varoluşundan beri ilgilendirmekte. Bilgisayar destekli tasarım ve üretim teknolojileriyle sayısallaştırılabilen veriler, veriler arası ilişkiler, düzenler ve kurallar tasarımda “örüntü” ve “geometri” kavramlarının yeniden sorgulanmasını tetiklemekte ve yeni açılımlar sağlamaktadır. 2009-10 güz yarıyılı YTÜ Mimari Tasarıma Giriş Stüdyoları Program Akışı içinde yer alacak bu söyleşi ile bu yeni açılımlar sorgulanacaktır.

Düzenleyen:

YTÜ Mimarlık Bölümü, Bilgisayar Ortamında Tasarım Bilim Dalı, MTG Koordinasyon Ekibi:

Yrd. Doç. Dr. Şebnem Yalınay Çinici, Arş. Gör. Dr. Fulya Özsel Akipek, Arş. Gör, Serkan Uysal.

11 Kasım 2009 Çarşamba

GERCEKLIK ve BIR MAGARANIN ALEGORISI

Bir mağaranın Alegorisi, Platon ve Glaukon arasındaki diyalog

Şimdi, bilgimizi ve bilgisizliğimizi, şu anlatacaklarımla ölç, Glaukon.

Yer altında bir mağara tasarla. Mağaranın kapısı bol ışıklı bir yola açılıyor, ama mağarada oturan insanların kolları boyunları ve bacakları zincirlerle bağlanmış, sırtları da ışığa çevrilmiş; öyle ki sadece karşılarındaki mağara duvarını görüyorlar, başlarını arkaya çeviremiyorlar, kendilerini bildikleri andan beri de burada böylece oturmaktalar.

Düşün ki sırtlarının arkasındaki ışıklı yoldan bir sürü nesne geçiyor, ışık bu nesneleri mağaranın duvarına yansıtıyor. Şimdi bu adamlar sadece mağaranın duvarına yansıyan hayalleri görebilirler, o hayalleri meydana getiren gerçek nesneleri göremezler, değil mi?

Demek ki bu adamlar birbirleriyle konuşabilselerdi duvarda gördükleri hayallere bir takım adlar vereceklerdi, çünkü bu hayalleri gerçek sanmaktadırlar. Bu adamların gözünde gerçeklik, asıl gerçeklerin duvarda yansıyan hayallerinden ya da gölgelerinden başka bir şey değildir.

Şimdi bu adamlardan birinin zincirlerini çözüp ayağa kalkmasına ve başını asıl gerçekliklere çevirmesine izin verelim. Gözleri bol ışıktan kamaşır ve asıl gerçeklikleri göremezdi, değil mi? Dahası, kamaşan gözlerini yeniden duvara çevirirdi ve duvardaki hayallere rahatlıkla bakardı. Ama gözlerini yavaş yavaş alıştırarak asıl ışığın kaynağına da pekala bakabilirdi. İşte o zaman arkadaşlarıyla gördüğü şeylerin birer hayalden ibaret olduğunu, asıl gerçeklerin şimdi gördükleri olduğunu anlayacaktı.

İşte, sevgili Glaukon, gözümüzle gördüğümüz bu dünya o mağaranın duvarıdır, arkasındaki ışığa bakabilen insan da duyu gözünü akıl gözüne çeviren bilgedir.

Orhan Hançerlioglu'nun Felsefe Sözlüğü (Remzi Kitabevi, 1994, 9. baskı) s. 335






21 Ekim 2009 Çarşamba

JULIEN DE SMEDT KONFERANSI | 22 Ekim 2009, Perşembe YEM

Tarih : 22 Ekim 2009, Perşembe

Yer : Yapı-Endüstri Merkezi, Fulya/İstanbul2009

Hollanda Maaskant “Genç Mimar Ödülü”Sahibi Julien De Smedt Hakkında

3 Aralık 1975 Brüksel doğumlu Julien De Smedt Fransız sanat düşkünü Jacques Leobold ve Belçikalı sanatçı Jacques Léobold ve Belçikalı sanatçı Claude De Smedt’in çocuğudur. Brüksel’de St Luc, La Cambre, Sint Lukas, Paris’te Belleville ve Los Angeles’te Sci-Arc’ta öğrenim gördükten sonra, 2000 yılında Londra Barlett Mimarlık Okulu’ndan mezun oldu. 1997- 1998 ve 2000- 2001 yılları arasında OMA, Rotterdam’da çalıştı. 2001’de PLOT ofisinin kurucularından biri oldu. Çalışmaları Kopenhag, Toronto, Paris, New York ve Sao Paulo gibi pek çok yerde sergilenmiş olan Julien De Smedt Kopenhag’da ve Brüksel’de yaşamaktadır. JDS’nin “PIXL TO XL” adlı ilk monografisi Aralık 2007’de Damdi Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.

TASARIM EGZERSIZLERI TE 03 DESIGN EXCERCISES TE 03


Önemli Not: Bu egzersiz STUDYO 5 Tasarım Egzersizleri Serisinin üçüncü Stüdyo çalışmasıdır, içerik baskaları tarafından izinsiz kullanılabilir, dağıtılabilir, çoğaltılabilir

14 Ekim 2009 Çarşamba

Tardigrada Botanica (2009) Jaroslaw Kozakiewicz

This project provides for the creation of a botanical garden on the sire of a former waste dump near the village of Tumanek, Wyszków area, central Poland. The concept stems from the general issue, long explored by Kozakiewicz, of man’s relationships with his environment and the idea of revitalising degraded (in the broadest sense of the word) spaces and areas. The site of the waste dump, which was created in the late 1960s, would thus be returned to the environment and to man by means of creating here a unique tropical park. Moreover, the now disused waste dump – the effect of man’s anti-ecological activities –would become a ‘host’for the projected garden, the biogases emitted by it used to heat the park’s facilities. The garden, where tropical plants would be grown, would also have scientific, didactic, popularising and leisure functions. Jobs would be created for the inhabitants of Tumanek, Lucynów, Rybienko and other villages in the area. The main part of the project is a structure whose form has been inspired by the bodily shape of an invertebrate called the water bear (Tardigrade). It is a dome consisting of several thousand semi-transparent ETFE-plastic triangles that are moisture- and air-permeable. The 40 metre-tall structure is built on the plane of an almost exact ellipsis, its longer diameter some 140 metres long. Inside the structure, a humid biome of a surface of approximately 1 hectare would be created. The water bear is not a random element here –to the contrary, the microscopic invertebrate’s presence is actually symbolic and of crucial significance for the whole concept. The Tardigrade is the most resilient of all living creatures known to man (in a state of suspended animation called cryptobiosis it can survive temperatures ranging from –°C, withstand radiation 1,000 stronger than any other animal, it can also survive over 10 years without water, and even survive in the cosmic vacuum), so it can symbolise the power of natural processes, as opposed to the environment-degrading activities of man.

construction: Sebastian Szafarczyk, visualisation: Piotr Twardo

Water bears (Tardigradae) –a phylum of microscopic, segmented animals with eight legs that occur over the entire world, from the high Himalayas to the deep sea and from the polar regions to the equator. At last 700 Tardigrade species have been identified. They are 0.05-1.2 mm in length, and have a body with four segments (not counting the head), four pairs of legs without joints, and feet with claws or toes. The cuticle contains chitin and is moulted. They are transparent, colourless, and most are phytophagous (plant eaters) or bacteriophagous, but some are predatory. Although some species are parthenogenetic, males and females are usually present, each with a single gonad. Some Tardigrade species have as many as about 40,000 cells in each adult’s body, others have far fewer.