13 Kasım 2009 Cuma

INCOMPLETE MANIFESTO FOR GROWTH | GELİŞİM İÇİN TAMAMLANMAMIŞ MANİFESTO / BRUCE MAU




1. Allow events to change you / Olayların Seni Değiştirmesine İzin Ver.
You have to be willing to grow. Growth is different from something that happens to you. You produce it. You live it. The prerequisites for growth: the openness to experience events and the willingness to be changed by them.
Gelişmeyi istemek gerekir. Gelişim sana bir şeylerin olmasından farklıdır. Sen onu üretirsin. Yaşarsın. Gelişimin ön koşulu, tecrübelere açık olmak ve onlar tarafından değiştirilmeyi istemektir.

2. Forget about good / İyi Olanı Unut.
Good is a known quantity. Good is what we all agree on. Growth is not necessarily good. Growth is an exploration of unlit recesses that may or may not yield to our research. As long as you stick to good you'll never have real growth.
İyi hepimizin üzerinde hemfikir olduğu şeydir. İyiye bağlı kaldığınız sürece gerçek gelişmeyi sağlayamazsın..

3. Process is More Important Than Outcome / Süreç Sonuçtan Daha Önemlidir.
When the outcome drives the process we will only ever go to where we've already been. If process drives outcome we may not know where we’re going, but we will know we want to
be there.

4. Love your experiments (as you would an ugly child) / Deneylerini Sev (çirkin bir çocuğu seveceğin gibi).
Joy is the engine of growth. Exploit the liberty in casting your work as beautiful experiments, iterations, attempts, trials, and errors. Take the long view and allow yourself the fun of failure every day.
Neşe gelişmenin motorudur. Çalışmalarını güzel deneyler, tekrarlamalar ve yanılmalar olarak görmenin özgürlüğünü yaşa. Uzaktan bak. Başarısız olmanın keyfini her gün çıkar.

5. Go Deep / Derine İn
The deeper you go the more likely you will discover something of value.

6. Capture accidents / Kazaları yakala.
The wrong answer is the right answer in search of a different question. Collect wrong answers as part of the process. Ask different questions.
Yanlış cevap, farklı bir soruyu arayan doğru cevaptır. Sürecin bir parçası olarak yanlış cevapları biriktir. Farklı sorular sor.

7. Study / Çalış
A studio is a place of study. Use the necessity of production as an excuse to study. Everyone will benefit.
Stüdyo çalışma yeridir.

8. Drift / Kendini bırak
Allow yourself to wander aimlessly. Explore adjacencies. Lack judgment. Postpone criticism.
Kendine amaçsız bir şekilde gezinmek için izin ver. Yakınlıkları keşfet. Yargılardan uzak dur. Eleştirilerini ertele.

9. Begin anywhere / Herhangi Bir Yerden Başla
John Cage tells us that not knowing where to begin is a common form of paralysis. His advice: begin anywhere.

10. Everyone is a Leader / Herkes Liderdir.
Growth happens. Whenever it does, allow it to emerge. Learn to follow when it makes sense. Let anyone lead.
Gelişim kendiliğinden olur. Olduğu zaman, ortaya çıkmasına izin ver. Eğer mantıklıysa takip etmeyi öğren. Herhangi birinin başı çekmesine izin ver.

11. Harvest Ideas / Fikirleri Harmanla
Edit applications. Ideas need a dynamic, fluid, generous environment to sustain life. Applications, on the other hand, benefit from critical rigor. Produce a high ratio of ideas
to applications.

12. Keep moving / Hareket Etmeye Devam Et
The market and its operations have a tendency to reinforce success. Resist it. Allow failure and migration to be part of your practice.

13. Slow down / Yavaşla
Desynchronize from standard time frames and surprising opportunities may present themselves.
Standart zamanların dışına çık. şaşırtıcı fırsatlarla karşılaşabilirsin.

14. Don’t be cool / "Cool" olma !
Cool is conservative fear dressed in black. Free yourself from limits of this sort.
"Cool" siyah giyinmiş tutucu korkudur. Bu tür sınırlardan kendini koru.

15. Ask stupid questions / Aptalca sorular sor.
Growth is fueled by desire and innocence. Assess the answer, not the question. Imagine learning throughout your life at the rate of an infant.
Gelişim istek ve masumiyetten güç alır. Cevabı değerlendir, soruyu değil. Bütün hayatın boyunca bir çocuğun hızıyla öğrenmeye çalış.

16. Collaborate / Birlikte Çalış
The space between people working together is filled with conflict, friction, strife, exhilaration, delight, and vast creative potential.

17. ____________________.
Intentionally left blank. Allow space for the ideas you haven’t had yet, and for the ideas
of others.
Bilerek boş bırakıldı. Sana ve başkalarına ait doğmamış fikirlere yer bırak


18. Stay up late / Geç saatlere kadar ayakta ol.
Strange things happen when you’ve gone too far, been up too long, worked too hard, and you're separated from the rest of the world.
Fazla ileri gittiğinde, ayakta kaldığında veya çalıştığında, yani dünyadan soyutlandığın zaman başına tuhaf şeyler gelebilir.

19. Work the metaphor.
Every object has the capacity to stand for something other than what is apparent. Work on what it stands for.

20. Be careful to take risks / Riskleri Alırken Dikkatli ol
Time is genetic. Today is the child of yesterday and the parent of tomorrow. The work you produce today will create your future.
Bugün ürettiklerin yarın senin geleceğini yaratır.

21. Repeat yourself / Kendini tekrarla.
If you like it, do it again. If you don’t like it, do it again.
Hoşuna gidiyorsa, tekrar yap. Hoşuna gitmiyorsa, tekrar yap.

22. Make your own tools / Kendi Araçlarını Yarat
Hybridize your tools in order to build unique things. Even simple tools that are your own can yield entirely new avenues of exploration. Remember, tools amplify our capacities, so even a small tool can make a big difference.
Unutma, araçlar kapasitemizi genişletir, küçük bir araç bile büyük bir değişikliğe yol açabilir


23. Stand on someone’s shoulders / Birisinin Omuzlarında Dur.
You can travel farther carried on the accomplishments of those who came before you. And the view is so much better.
Senden önce gelmiş insanların başarıları üzerinde durarak daha fazla yol alırsın. Üstelik manzara çok daha güzel.

24. Avoid Software / Yazılımlardan Kaçın
The problem with software is that everyone has it.
Yazılımların problemi onlara herkesin sahip olmasıdır.

25. Don’t clean your desk / Masanı toplama.
You might find something in the morning that you can’t see tonight.
Yarın sabah bu akşam göremediğin birşey bulabilirsin.

26. Don’t enter awards competitions / Ödüllü yarışmalara girme
Just don’t. It’s not good for you.

27. Read only left-hand pages.
Marshall McLuhan did this. By decreasing the amount of information, we leave room for what he called our "noodle."

28. Make new words / Yeni kelimeler üret.
Expand the lexicon. The new conditions demand a new way of thinking. The thinking demands new forms of expression. The expression generates new conditions.
Sözlüğünü genişlet. Yeni şartlar yeni düşünce biçimleri gerektirir. Yeni düşünceler yeni ifade biçimleri ister. Yeni ifade biçimleri yeni şartlar doğurur.

29. Think with your mind / Kendi aklınla düşün
Forget technology. Creativity is not device-dependent.
Teknolojiyi unut. Yaratıcılık araçlara bağlı değildir.

30. Organization = Liberty / Organizasyon = Özgürlük.
Real innovation in design, or any other field, happens in context. That context is usually some form of cooperatively managed enterprise. Frank Gehry, for instance, is only able to realize Bilbao because his studio can deliver it on budget. The myth of a split between "creatives" and "suits" is what Leonard Cohen calls a 'charming artifact of the past.'
Tasarımda veya herhangi bir alanda asıl yenilik onu nasıl yaptığındadır. Bu da genelde işbirliği ile yönetilen bir işletme şeklinde olur. Örneğin Frank Gehry Bilbao'daki müzeyi yapabiliyor çünkü stüdyosu bütçenin içinde kalabiliyor. "Yaratıcılar" ve "Takım elbiseliler" arasındaki ayrım Leonard Cohen'in dediği gibi "geçmişe ait parlayan bir kalıntı."

31. Don’t borrow money / Borç alma.
Once again, Frank Gehry’s advice. By maintaining financial control, we maintain creative control. It’s not exactly rocket science, but it’s surprising how hard it is to maintain this discipline, and how many have failed.
Yine Frank Gehry'nin tavsiyesi. Parasal özgürlük yaratıcı özgürlük demek. şaşırtıcı olan, bu konuda disiplinli olmanın ne kadar zor olduğu ve sayısız insanın bunu başaramamış olması.

32. Listen carefully / Dinlerken Dikkatini Ver
Every collaborator who enters our orbit brings with him or her a world more strange and complex than any we could ever hope to imagine. By listening to the details and the subtlety of their needs, desires, or ambitions, we fold their world onto our own. Neither party will ever be the same.

33. Take field trips / Gezilere çık.
The bandwidth of the world is greater than that of your TV set, or the Internet, or even a totally immersive, interactive, dynamically rendered, object-oriented, real-time, computer graphic–simulated environment.
Dünyanın çapı televizyon, internet veya en gerçekçi, interaktif bir bilgisayar programından daha geniştir.
34. Make mistakes faster / Hatalarını daha çabuk yap.
This isn’t my idea – I borrowed it. I think it belongs to Andy Grove.
Bu benim fikrim değil, ödünç aldım. Sanırım Andy Grove'a ait.

35. Imitate / Taklit Et
Don’t be shy about it. Try to get as close as you can. You'll never get all the way, and the separation might be truly remarkable. We have only to look to Richard Hamilton and his version of Marcel Duchamp’s large glass to see how rich, discredited, and underused imitation is as a technique.
Bunu yaparken utanma. Yaklaşabildiğin kadar yaklaş.

36. Scat / Uydur
When you forget the words, do what Ella did: make up something else ... but not words.
Kelimeleri unutunca Ella’nın yaptığını yap; birşeyler uydur ama kelimeler değil

37. Break it, stretch it, bend it, crush it, crack it, fold it / Kır, bük, eğ, ez, çatlat, katla.

38. Explore the other edge / Diğer Uçları da Keşfet
Great liberty exists when we avoid trying to run with the technological pack. We can’t find the leading edge because it’s trampled underfoot. Try using old-tech equipment made obsolete by an economic cycle but still rich with potential.

39. Coffee breaks, cab rides, green rooms / Kahve molalarını, taksi yolculuklarını ve konuşma odalarını değerlendir.
Real growth often happens outside of where we intend it to, in the interstitial spaces – what Dr. Seuss calls "the waiting place." Hans Ulrich Obrist once organized a science and art conference with all of the infrastructure of a conference – the parties, chats, lunches, airport arrivals – but with no actual conference. Apparently it was hugely successful and spawned many ongoing collaborations.
Asıl gelişim çoğu zaman hiç beklemediğiniz yerlerde olur. Dr Seuss'un deyişiyle "bekleme yerlerinde". Hans Ulrich Obrist bir bilim ve sanat konferansı düzenlemişti. Partileri, sohbetleri, yemekleri, uçuş saatleriyle tam bir konferans gibiydi. Ama ortada konferans yoktu. Sonuç çok başarılı oldu. Bir sürü işbirliğinin ilk adımları orada atıldı.

40. Avoid fields.Jump fences / Alanları aş, Tellerden Atla
Disciplinary boundaries and regulatory regimes are attempts to control the wilding of creative life. They are often understandable efforts to order what are manifold, complex, evolutionary processes. Our job is to jump the fences and cross the fields.

41. Laugh / Gül
People visiting the studio often comment on how much we laugh. Since I've become aware of this, I use it as a barometer of how comfortably we are expressing ourselves.
Stüdyoya gelen insanlar sık sık ne kadar çok güldüğümüze dikkat çekerler. Bunun farkına vardığımdan beri gülmeyi bir barometre olarak kullanıyorum. Kendimizi ne kadar rahat ifade ettiğimizi ölçmek için.

42. Remember / Hatırla
Growth is only possible as a product of history. Without memory, innovation is merely novelty. History gives growth a direction. But a memory is never perfect. Every memory is a degraded or composite image of a previous moment or event. That’s what makes us aware of its quality as a past and not a present. It means that every memory is new, a partial construct different from its source, and, as such, a potential for growth itself.
Hafıza olmadan buluş sadece yeni bir şeydir. Geçmiş büyümenin yönünü belirler.

43. Power to the people / İnsanlara güç ver.
Play can only happen when people feel they have control over their lives. We can't be free agents if we’re not free.
İnsanlar ancak hayatları üzerinde kontrole sahiplerse oyun oynayabilirler. Serbest olmazsak serbest çalışamayız

Written in 1998, the Incomplete Manifesto is an articulation of statements exemplifying Bruce Mau’s beliefs, strategies and motivations. Collectively, they are how we approach every project.

3 yorum:

  1. 36. maddede Ella diye bir isim geçiyor, Ella kimdir biliyor musunuz hocam?

    YanıtlaSil
  2. çok isabetli bir yayını çevirmişsiniz.elinze sağlık...

    YanıtlaSil