Sam Abbott'un tasarlayıp 3d print ile ürettiği kaykay
tahtasını şimdilik performans ile ilişkilendirmek zor görünse de kısıtlı
fonksiyonunu yerine getirdiği kuşku götürmez ve yakın gelecekte performans anlamında
da tüm fonksiyonları karşılayacak hızlı prototipleme ile üretilmiş örnekler
göreceğiz. Kaykay tahtalarının tasarımında dikkat çekici önemli özelliklerin
başında kişiye göre özelleştirilmiş (custom made) olmaları gelir. Öncelikle
tahtanın tasarımı ve kaykayı tamamlayan pek çok diğer komponentin bir araya
gelmesi ile sadece size özel bir kaykayınız olur, her tahtanın grafik tasarımı
anlamında da özel ve/veya özelleştirilmiş olması da bu kültürün diğer
özellikleri arasındadır. Önemli nokta her kaykay, performans anlamında
mükemmelleştirilmiş bir tasarıma sahiptir ve bunun sonucunda bir performans
estetiğinden söz etmek de mümkündür. 3d print teknolojisinin kaykay tahtası
tasarımına derinlikte 3. Boyut getirmesi de heyecan verici ayrı bir nokta.
Ancak konuyu aktivite ile ilişkilendirdiğimizde aslında başka sorunlarla
karşılaşacağımız da ortada , örneğin serbest-stil bir profesyonel kaykaycı
muhtemelen tahtanın kesitinin olabildiğince düz ve basitleştirilmiş olmasını
tercih edecektir. Hızlı prototipleme
teknolojisinin üretime hızla dahil olmasının performatif tasarıma
katkısı da teknolojisinin geliştirilmesi hedefleri arasında. Geçtiğimiz
yüzyılın seri üretim (mass-production) çağı, içinde yaşadığımız yüzyılın da
özelleştirilebilir seri üretim (mass customization) çağı olduğunu sıkça
duymuşuzdur ,geçtiğimiz yüzyıldan bu yüzyıla süregelen halen aşılmamış bir eşik
olduğunu da düşünüyorum. Profesyonel kullanıcılar için üretilen her model
özelleştirilmek ihtiyacı duyuyor, buna ek olarak performans özellikleri ön
planda olan her türlü işlevsel tasarım yüksek teknoloji ve ilgili bilimsel
araştırma sonuçları ile birleştiğinde tasarımının işlevsel olmanın ötesinde
sanatsal düzeyde estetik ve mükemmellik barındırıyor. Henüz aşılamayan eşik ise
bu düzeydeki üretimlerde hem tasarım hem de üretim safhalarında işlerinde en
üst seviyede ustalaşmış zanaatkarların olması. Elbette ölçek en önemli etken ,
örnek vermek gerekirse bir golf topunun üretilme safhasında neredeyse hiç insan
eli değmezken tek parça kompozit bir yelkenin robotlarla üretiminde sürekli bir
insan kontrolu gerekir. Bir snowboard tahtası veya bir elektrik gitar mükemmel
yapısına el yapımı üretimlerle ulaşır.Dijital ortamda tasarım zaten insan
faktörünün uzun bir süre bu sürecin en önemli parçası olacağının bir kanıtıdır
ancak üretim safhasındaki insan gücünün rolü tartışılan bir konu, burada
bahsettiğim insan gücü permormatif üretimle direkt ilişkilidir. Yani üretim
sürecinde kodları tanımlayan, değiştirip dönüştürüp geliştirebilen ve üretimi
özelleştirip eşsiz kılan yeni bir tasarımcı-zanaatkar modelinden bahsediyorum.
27 Ağustos 2013 Salı
19 Ağustos 2013 Pazartesi
POETIC (Şiirsel), EPIC(Destansı), INTELLIGENTE(Akıllı) | 300 Kelime - 01 *
POETIC (Şiirsel), EPIC(Destansı), INTELLIGENTE(Akıllı) bu üç
kavramı seçmemin sebebi başka alt kavramları da barındırabiliyor olmaları.
Elbette tasarımın 21.yy da şekillenmesinde tekrar ve yeniden keşfedilmesi
gerekli alanlar olarak ele alıyorum. Özellikle sosyal medyada tasarımla
gittikçe daha çok ilişkilendirilen bu terimlerin kullanılma sebeplerinin bugün
yaşadığımız ''anlar''ın değerli kayıtlarının oluşturulmasına ihtiyaçtan
kaynaklandığını düşünüyorum.
Geçtiğimiz ay Fransa Bisiklet Turu'nun 100. yılı ile birlikte
eklenen ilginç bir 15. etap izledik.İlk bakışta ''eh şimdi bunun tasarımla ne
ilgisi var'' diyebiliriz ancak bir coğrafyanın, ''yer''in insanın fiziksel
limitlerinin ötesinde zorlayabilen özelliklerinin ötesinde çok boyutlu etkiler
yaratabildiğini bilmek açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Yerler'in
hikayeleri olması o hikayelerin destanlara dönüşmesi kayıt edildikçe
hatırlanabilmesi mümkün hale geliyor. Bu kayıtların bugünün araçları ile nasıl
şekillendiği paylaşımın önemli kodarından birisi. Mont Ventoux mitolojik,
edebi, sportif arka planlı, anonim ve zaman zaman da trajik hikayeleri ile
destansı bir 100. yıl Fransa Bisiklet Turu etapı olarak hatırlanacaktır
kuşkusuz. Buraya kadar olan bölümde aslında çıplak gözle bakıldığından fiziksel,
coğrafi ve iklimsel koşulları dışında bir ''yer'' den bahsetmiyoruz. Bu
yerlerin ve pek çoğunun da zaman içerisinde katmanlaşarak tasarımcının gözünde
bir bağlam içerisinde değerlendirilmesini sağlayacak hikayelerinin anlatılmış
olması veya kendi hikayelerini yazıyor olmaları gerekir. Önemli bir detay
olarak destansı ve şiirsel tanımlarının her ikisi de çokça edebiyatla
ilişkilendirilir ki öyledir. Anlatılan hikayeler ister yazılı ister anonim
anlatı olsun edebi bir dille ustaca anlatılınca değerleri yükselir.
Kısaca örneklendirirsek Anish Kapoor'un işlerindeki ilham aldığı
mitolojik hikayeler, O.Eliasson'un kurguları, Wolf Prix'in derin modern kökleri
ile akıllı(intelligente) strüktürleri, Zaha Hadid'in şiirsel arka planlı
çizimlerinden beslendiği tasarımları, Rem Koolhaas'ın kırsal(countryside)
meselesinde aradıkları göz önünde olan örnekler. Biraz daha güncel ve yerel
olana bakarsak İstanbul özelinde Çamlıca , Yassıada, Gezi Parkı, Kanal İstanbul,
Haliç Tersanesi, 3. köprü gibi daha pek çoklarını ekleyebileceğimiz sayısız
projenin eleştirilmesinde ''yer'' ile ilgili belleğimizde paylaştığımız hikayelerimiz
var mı ?
*300 Kelime , yaklaşık 300 kelimeden oluşan deneysel deneme yazılarına verdiğim isimdir. Son zamanlarda artık az okuyorum diyen çok kişiyle karşılaştım. Sosyal medyanın kullanımının sıklaşmasıyla ''daha az okuyoruz'' algısı olsa da yapılan araştırmalar aslında daha çok okuduğumuzu göstermektedir ancak uzun yazıları daha az okuduğumuzu düşünüyorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)