Sanayi devrimi sonrası 20. yüzyıl
zanaat in neredeyse kaybolduğu, değerini ve saygınlığını yitirdiği bir yüzyıl
oldu her nasılsa zanaat hiç yok olmadığı gibi aynı zamanda 21. yüzyılda zamana
göre şekil değiştirerek ve yanına yeni yol arkadaşları da katarak tekrar
gelişmeye başladı bunlardan birisi de maker hareketi. Maker hareketinden
bahsetmeden önce zanaat meselesi üzerine biraz durmak lazım çünkü bu konu biz
mimar ve tasarımcılar tarafından pek anlaşılamıyor. Neden anlaşılmadığı ile
ilgili benim düşüncem 20. yüzyıl eğitim öğretim ve üretim modelleri ile bir
zanaatkarın zanaatını öğrenirken ve
üretirken uyguladığı metodlar arasındaki fark , bu yüzden geçtiğimiz yüzyılın
aklı ile bin yıllardır kendi geleneği olan bir yapma biçiminin zaten
anlaşılamayacağı da bir başka tez. Reid Hoffmann her bireyin doğası gereği bir
girişimci olduğunu ancak endüstri devrimi sonrasında özellikle 20.yüzyılın ikinci
yarısından itibaren artık sadece bir iş gücüne dönüştüğünü söyler.Özellikle
geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinde doğan bireyler bu durumu doğal bir durum
olarak kanıksamıştır bile. ilginç olan geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısındaki
endüstriyel gelişmeler ve bu gelişmelerin yüzyıl ortasında yarattığı eşsiz
ürünlerdir bu gelişmeler o kadar hızlı bir gelişime sebep oldu ki yarattığı
olanaklar dünyasının sınırsız olması seri üretimle çeşitli stratejileri de
beraberinde geliştirdi. İlk seri üretim örneklerinin günümüzde birer klasik
olması eminim tasarımındaki ve üretimindeki hibrid yaklaşımlarla ilişkilidir.
Tasarımdan mimarlığa, otomotivden müzik endüstrisine kadar geniş alanda
olağanüstü çeşitlilikte prototipler üretildi. Kendi doğası gereği seleksiyona
uğrayan prototiplerin pek çoğu bugün sadece müzelerde sergilense de halen
günümüzde bir klasik olarak popülerliklerini korumaktalar ve tasarımcılara
ilham vermeye devam etmektedirler . Yüzyılın ikinci yarısından itibaren
günümüze kadar seri üretimin çıkmaza girdiği katma değer yaratmadığı
sürdürülebilir modellere dönüşmediği ve en önemlisi de büyüyen niceliğe karşın
son derece niteliksiz iş gücünü talep etmesi de olumsuz sonuçlar doğurdu. bunun
en çarpıcı örneklerinden birisi GM ve Detroit'in hikayesidir. Peki halen
geçerli olan üretim yapısı ve strüktüründe büyüyen tasarım ofislerini korkutan
nedir ? Bir örnekle açıklamak gerekirse çırak, usta, usta başı, kalfa,
teknisyen, mühendis, şef diye hiyerarşik sıralanan üretime ve sermayeye dayanan
işgücü modelinde bu sıralama aşağıdan yukarı işler ve değerlendirilmesi de aynı
şekilde olur. İşte tam bu noktada 21.yüzyıl yeni bir model geliştirmenin eşiğine
geldi ve inovasyon 21. yüzyılın ın en önemli kavramlarından birisi oluverdi.
Bir yandan alışılagelmiş devasa ölçekteki üretimler devam ederken diğer yandan
sermayeye dayalı olmayan üretim biçimleri gelişmeye başladı yani bir noktadan
diğer noktaya giden en kısa yol en verimli gibi anlaşılsa da yarattığı tek tip
kültür sürdürülebilir olmaktan çok uzaktı. Bu yolların etrafından dolaşan
sayısız nitelikli düşünme, tasarlama ve üretim şekilleri kendi kültürlerini
yarattı ve yaydı ve bugün her birey küçük bir hobisi ile başlattığı bu çeşitli
mikro girişim modellerini bir harekete de dönüştürdü. Maker hareketi bunlardan
belki sadece toplamda küçük bir kısmını kapsayanıdır ancak önemlidir, zanaat
ise tam da bu saydığım niteliklerin hepsini barındıran çok daha geniş bir alanı
kapsar. Pek çok alanda genellikle lokal, küçük ve orta ölçekli fakat paylaşıma
açık başka bir anlamda açık kaynaklı gelişen küçük yapılar birbirleriyle çok
disiplinli bir ağ kurmanın eşiğine geldiler. Vizyon sahibi bazı büyük
kuruluşlar da inovasyon şemsiyesi altında az önce sıraladığım bu hiyerarşik
yapıyı yeniden düzenlediler. Bugün inovasyonun ön planda olduğu bir yapıda
zorunlu bir yönetim hiyerarşisi olsa dahi bu yapıyı tersine çeviren genellikle
de yatayda geliştiren pek çok durum katma değer üreterek bu yeni modelin
kültürünü yaygınlaştırıyorlar.
Zanaat günümüzde yeni araçları kullanarak heyecan
verici bir ivme kazandı . Ürettiği değerin ve kültüre yaptığı katkının
anlaşılması ile sosyal medyada çoğu zaman hak ettiği yeri de paylaşma imkanı
buldu ve yaymaya devam ediyor. Bu etkileşim kendi motivasyonunu başka ilgi
alanlarını da etkileyerek güçlendirdi bütün bunların aynı anda olması bir maker
ın keşfetmekteki iştahını kabarttı ve bu keşiflerin şu anda geldiği nokta
günümüz teknolojilerinde devrim niteliği taşıyan gelişmelere sebep oluyor. Yani
daha çeyrek yüzyıl önce sadece bir iş gücü olan akıl bugün bir girişimciye
dönüştü ve hızla yayılıyor. Şu anda 2. endüstri devrimi gerçekleşiyor ve sadece
üretim özelinde değil tasarım ve yazılım ile sürekli paylaşarak ve gelişerek.
Bugünün yeni zanaatkarı proaktif özelliğini karmaşık işleri kendine has
yöntemlerle çözebilmesi ve etrafındaki olan bitene karşı etkilenmelere açık
olması yanında yaptığı işin teknolojisine adapte olup onu geliştirmesini de
bilmesiyle şu üç adımı izlemektedir. Yap (make) tasarla/yarat(create) ve
geliştir (innovate) . İlk bakışta pragmatik gelen bu yöntem ki kısmen öyledir
aslında daha çok deneysel yapısıyla öne çıkar. Eksik olan yanı henüz ciddi bir
felsefi altyapısı oluşmamıştır daha çok anonim özellikleri ile gelişmektedir.
Modernizmin geç döneminde ortaya çıkan ve modernizmi eleştiren post-modern
yaklaşımlar modernist bakış açısıyla dikkate bile alınmadan reddedilmiş gibi
görünse de bugünün eleştirel modernist bakış açısının oluşmasındaki neredeyse
bütün düşünsel üretim ve referansları post-modern düşünürlere aittir. Bunlardan
mimarlık ile en ilişkili olanları Derrida, Heidegger, Baudrillard, Deleuze v.b
örnekleri verilebilir bu durum aslında çelişkilidir. Bu anonim yapma biçimi yüz
yıl öncesinden farklı olarak olağanüstü büyüklükteki bilgi erişimi ve
paylaşımıyla çok daha detaylı ve kapsamlı gelişmektedir. Geçtiğimiz İstanbul Tasarım
Bienal'inde zanaat meselesinin öne çıkması ve önümüzdeki Venedik Mimarlık Bienali'ndeki
''Fundementals'' üst başlığı altında çokça anonim üretim biçimlerine sahne
olacaktır. Bu bienale geçen yüzyıl aklı ile yaklaşırsak yine izlenen ,
dökümante edilen bir katalog sergisiyle karşılaşabiliriz, halbuki daha çok
deneyimlenen özellikleri ile sergilenmenin ötesinde iz bırakan bir deneyime yol
açması o deneyimi tekrar yaşamak için bellekte kayıt altına alınacak ve
keşfetme özelliklerimizi besleyecektir. Bu durum aslında yine günümüz tasarım
ve sanat izleyicisinin artık izlediği bir ''şey'' e dahil olma ihtiyacından ve
tekrar tekrar deneyimleme ihtiyacından ileri gelen bir beklenti yaratmaya
başlamıştır.
Bir tasarımcının, bir mimarın
bir maker ve zanaatkarın birleştiği paydalar yaptıkları işi sevmeleri, sürekli
keşfetmek istemeleri ve bugün artık bunu paylaşmaktaki istekleridir.Bu yüzden
günümüz paylaşım modeli, bu hareketi ve bu ağı ortak alanlarda buluşturma ve
dışarıdan bakıldığında sosyal olmadığı izlenimi veren ancak tersine en sosyal
olduğu durumu yaratma olasılıklarını doğuracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder