17 Ekim 2012 Çarşamba

DENEYSEL MİMARLIK ÜZERİNE

Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden Arş.Gör.İrem KÜÇÜK ile deneysel mimarlık üzerine yapılan söyleşi


İrem Küçük :  Sizce deneyselliğin mimarlık ortamında katkısı ve önemi nedir?


Salih Küçüktuna: Deneyselliği aslında birkaç yönüyle ele aldığımızı düşünüyorum. Öncelikle tasarım eğitiminde sürecin yeniden programlanması, denenmesi ve bunun sonucunda da deneyimlerle geliştirilmesi aşamalarının yeniden ve yenilenerek üretilmesi ve özellikle eğitimin erken dönemini kapsayan süreçte metodik olarak tasarım eğitimi pratiğindeki uygulamaların, bu araştırmalar ve sonuçlarının sürece katkıda bulunmasını sağlar nitelikte olması önemli. Ancak, deneysel olmanın mimarlık ortamına katkısını her zaman fayda üzerinden de görmemek lazım. Deney önceden sonuçları kestirilebilen ancak kesin sonuçları ancak çok fazla çalışma yaparak aldığınız bir üretim biçimidir ve bu deneyler sırasında çokça da istenmedik sonuçlar doğabilir ve bu yüzden çıktılar anlamında baktığınızda sürekli ve kesintisiz ve bol miktarda sonuç elde edersiniz bu sonuçların hepsini başarılı veya faydalı gibi görmek çok doğru olmaz bu sonuçlar beklenmedik sonuçlar değildir ve bu yüzden önemi tartışılmaz diye düşünüyorum. Zaten özellikle akademik ortamlar da bir ar-ge kurumu değil midir?

İrem Küçük : Deneyselliğin mimarlık söylemlerinizdeki ve/veya uygulamalarınızdaki yeri nedir?

Salih Küçüktuna: Deneyselliğin akademik ve profesyonel anlamda her iki alanında da uygulamalarını yapıyoruz yaklaşımlar biraz farklı aslında birbirinden karşılıklı olarak beslendiklerini söylemeliyim profesyonel anlamda uygulamalarda aynı zamanda mimari ölçekte yerleştirmeler yapan sanatçıların işlerinden ve deneylerinden daha çok faydalanıyoruz , sanatçıların işleri benim açımdan henüz çözümlenmemiş yeni bir mimarlık dilinin ipuçlarını veriyor sizin mimar olarak sanatta gördüğünüz bu ipuçlarını birleştirme beceriniz yaptığınız işlerde kendini daha iyi gösteriyor. Akademik ortamda ise farklı bir enerji var öğrencilerle çalışmak onların enerjisiyle üretmek ve mimarlık eğitiminin gidebileceği sınırları görmek farklı bir deneyim biçimi, çok ilham verici bu iki ilişkiyi canlı tutabildiğiniz sürece içinde bulunduğunuz zamanı anlama yetinizi geliştiriyorsunuz.

İrem Küçük : Sizce Türkiye’deki ve dünyadaki güncel mimarlık çalışmalarından hangi örnekler deneysel olarak kabul edilebilir? Bu örnekleri deneysel yapan kriterler nelerdir?

Salih Küçüktuna: Bu sorunun tek bir cevabı yok, mimarlık bazı rollerini artık diğer disiplinlere çoktan kaptırdı herşey biraz daha uzmanlık gerektirirken diğer yandan multi-disipliner bir yapıya büründü çeşitli arakesitlerde çok farklı disiplinlerle çok deneysel işler yapma şansınız var sadece mimarlık adı altında bir üretim yapma biçimi bence geçtiğimiz özellikle son 10-15 yıl içerisinde biraz eski moda kaldı salt mimarlık bakış açısıyla ve paradigmalarıyla yola çıktığınız zaman eninde sonunda kendinizi bir nevi titanic metaforu icinde bulup her seferinde de modernizm buzdağına çarpıyorsunuz, içinde olduğumuz gemi ne o kadar güvenli, ne de o kadar da güvenli sularda değiliz artık. Bu yüzden farklı bakış açıları geliştirmek ve rotayı biraz çevirmenin sakıncası yok diye düşünüyorum. Bu son 10 yılı aşkın sure zarfında tasarımda sanal-gerçek tartışmaları ortadan kalktı bugün artık herkes dijital ortamda üretilen tasarımın sanal mi gerçek mi olduğu gibi faydasız bir tartışmaya girmiyor. Tasarım üretimi ve üretim metodlarının ve farklı disiplinlerin bu sürece dahil edilmesinin tasarımın düşünce aşamasından üretim aşamasına kadar giden aşamaların aralarındaki mesafelerin neredeyse kalktığı bir dijital üretim çağındayız artık. Zanaatin yeniden yeni anlamıyla yeni araçlar ve bunları kullanabilen azımsanmayacak genç bir nesille yeniden yükselişini izliyoruz. Kişiselleştirme ve paylaşım gibi disiplinler arası çalışmayı zorunlu kılan ve ayni zamanda bireyselleşmeyi öven bir çağ, tasarımda tam bir özgürlük çağı ! Bildiklerimizi tekrar gözden geçirdiğimiz ve bilginin düşünmek ve yazmanın ötesinde çeşitli ve pek de alışık olmadığımız araçlarla üretilerek de sunulduğu bir Aktif-Çağ’a giriyoruz.

İrem Küçük : Türkiye’de deneysel mimarlığa gereken önemin verildiğini düşünüyor musunuz?

Salih Küçüktuna: Tabii ki düşünmüyorum bu soruyu hangi ülkede kime sorarsanız sorun aynı cevabı alırsınız, deneyselliği eğer klasik eğitim sisteminin karşısına bir meydan okuma gibi koyarsanız bir sonuç almanızın imkanı yok destekten çok olumsuz eleştiri ile karşılaşırsınız çünkü bugün deneysellik günümüz klasik eğitimine bir tehdit gibi algılanabiliyor her yeni yaklaşım biçimi önce bir şüpheyle karşılanır çünkü çok köklü ve gelenek haline gelmiş bazı düşünce biçimlerini ve dogmaları şekil anlamında reddediyor gibi görünebilirsiniz. ne yaptığınızı ve neden yaptığınızı doğru anlatmak zorundasınız bu yüzden metod üzerinden ve doğru bilgiyle temellendirilmiş yaklaşımlar geliştirmelisiniz. Zaten deneysel olmak pragmatik olmaktan çok farklıdır, metod ve yöntem üzerinden ilerler , anlatacak birşeyiniz yoksa sizi dinleyecek birilerinin de olmasını beklememelisiniz.

İrem Küçük :Mimarlık medyasında deneysel mimarlık sizce yeteri kadar yer alıyor mu?

Salih Küçüktuna: Mimarlık medyasını iki yönüyle ele almak lazım birincisi çok klişe anlamıyla katalog mimarlığı yani mimari işlerin anlatıldığı mimarlık magazinleri ben bu tip magazinleri hiç takip etmiyorum ve faydalı da bulmuyorum içerikten yoksun sadece biçimle ilgilenen ve mimarları da izleyici durumuna düşüren bir yapıları var bir medya arayüzü aracılığıyla olan biteni izliyorsunuz sadece arada bir göz atmanızın sakıncası yok elbette.Mimarlığı kimin için ve ne için yapıyorsunuz işte bu sorunuzun karşılığı olarak hangi medyayı nasıl takip ettiğiniz de bir anlamda ortaya çıkıyor tabii ki medya da yaşayan birşey ve o da sizi takip ediyor. Diğer yönü ise gerçekten mimarlık ve mimarlık ile ilişkili olan biteni takip eden literatürü takip eden  ilişkiler kurmanızı sağlayan ve bunu sizinle paylaşan tarafı bence bu tip mimarlık medyası yeni ve deneysel olana çok açık, izleyicisi ve popülerliği daha az olabilir ama sizin bulup takip etmeniz için orada bir yerlerdeler. Medyayı görünülürlüğünüzü arttırmak için mi yoksa paylaşmak için mi kullandığınız bazen içinden çıkılmaz bir hal alabilir bence medya konusunda rahat olmak lazım sosyal medya zaten herşeyi daha da özgürleştirdi . Bu yüzden eğer gerçekten özgün deneysel işler yapıyorsanız medya bunu bir şekilde sahipleniyor. yeterince yer alıyor mu yerine acaba yeterince deneysel iş yapılıyor mu sorusunu da sormak lazım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder