Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden Arş.Gör.İrem KÜÇÜK ile deneysel mimarlık üzerine yapılan söyleşi
İrem Küçük : Sizce deneyselliğin mimarlık ortamında katkısı ve önemi nedir?
Salih Küçüktuna: Deneyselliği
aslında birkaç yönüyle ele aldığımızı düşünüyorum. Öncelikle tasarım eğitiminde
sürecin yeniden programlanması, denenmesi ve bunun sonucunda da deneyimlerle
geliştirilmesi aşamalarının yeniden ve yenilenerek üretilmesi ve özellikle eğitimin erken dönemini kapsayan süreçte
metodik olarak tasarım eğitimi pratiğindeki uygulamaların, bu araştırmalar ve
sonuçlarının sürece katkıda bulunmasını sağlar nitelikte olması önemli.
Ancak, deneysel olmanın mimarlık ortamına katkısını her zaman fayda üzerinden de
görmemek lazım. Deney önceden sonuçları kestirilebilen ancak kesin sonuçları
ancak çok fazla çalışma yaparak aldığınız bir üretim biçimidir ve bu deneyler
sırasında çokça da istenmedik sonuçlar doğabilir ve bu yüzden çıktılar
anlamında baktığınızda sürekli ve kesintisiz ve bol miktarda sonuç elde
edersiniz bu sonuçların hepsini başarılı veya faydalı gibi görmek çok doğru
olmaz bu sonuçlar beklenmedik sonuçlar değildir ve bu yüzden önemi tartışılmaz
diye düşünüyorum. Zaten özellikle akademik ortamlar da bir ar-ge kurumu değil
midir?
İrem Küçük : Deneyselliğin
mimarlık söylemlerinizdeki ve/veya uygulamalarınızdaki yeri nedir?
Salih Küçüktuna: Deneyselliğin
akademik ve profesyonel anlamda her iki alanında da uygulamalarını yapıyoruz
yaklaşımlar biraz farklı aslında birbirinden karşılıklı olarak beslendiklerini
söylemeliyim profesyonel anlamda uygulamalarda aynı zamanda mimari ölçekte
yerleştirmeler yapan sanatçıların işlerinden ve deneylerinden daha çok
faydalanıyoruz , sanatçıların işleri benim açımdan henüz çözümlenmemiş yeni bir
mimarlık dilinin ipuçlarını veriyor sizin mimar olarak sanatta gördüğünüz bu
ipuçlarını birleştirme beceriniz yaptığınız işlerde kendini daha iyi
gösteriyor. Akademik ortamda ise farklı bir enerji var öğrencilerle çalışmak
onların enerjisiyle üretmek ve mimarlık eğitiminin gidebileceği sınırları
görmek farklı bir deneyim biçimi, çok ilham verici bu iki ilişkiyi canlı
tutabildiğiniz sürece içinde bulunduğunuz zamanı anlama yetinizi geliştiriyorsunuz.
İrem Küçük : Sizce
Türkiye’deki ve dünyadaki güncel mimarlık çalışmalarından hangi örnekler
deneysel olarak kabul edilebilir? Bu örnekleri deneysel yapan kriterler
nelerdir?
Salih Küçüktuna: Bu sorunun tek bir cevabı yok, mimarlık bazı rollerini artık diğer
disiplinlere çoktan kaptırdı herşey biraz daha uzmanlık gerektirirken diğer
yandan multi-disipliner bir yapıya büründü çeşitli arakesitlerde çok farklı
disiplinlerle çok deneysel işler yapma şansınız var sadece mimarlık adı altında
bir üretim yapma biçimi bence geçtiğimiz özellikle son 10-15 yıl içerisinde
biraz eski moda kaldı salt mimarlık bakış açısıyla ve paradigmalarıyla yola
çıktığınız zaman eninde sonunda kendinizi bir nevi titanic metaforu icinde
bulup her seferinde de modernizm buzdağına çarpıyorsunuz, içinde olduğumuz gemi
ne o kadar güvenli, ne de o kadar da güvenli sularda değiliz artık. Bu yüzden
farklı bakış açıları geliştirmek ve rotayı biraz çevirmenin sakıncası yok diye
düşünüyorum. Bu son 10 yılı aşkın sure zarfında tasarımda sanal-gerçek
tartışmaları ortadan kalktı bugün artık herkes dijital ortamda üretilen
tasarımın sanal mi gerçek mi olduğu gibi faydasız bir tartışmaya girmiyor.
Tasarım üretimi ve üretim metodlarının ve farklı disiplinlerin bu sürece dahil
edilmesinin tasarımın düşünce aşamasından üretim aşamasına kadar giden
aşamaların aralarındaki mesafelerin neredeyse kalktığı bir dijital üretim
çağındayız artık. Zanaatin yeniden yeni anlamıyla yeni araçlar ve bunları
kullanabilen azımsanmayacak genç bir nesille yeniden yükselişini izliyoruz. Kişiselleştirme
ve paylaşım gibi disiplinler arası çalışmayı zorunlu kılan ve ayni zamanda
bireyselleşmeyi öven bir çağ, tasarımda tam bir özgürlük çağı ! Bildiklerimizi
tekrar gözden geçirdiğimiz ve bilginin düşünmek ve yazmanın ötesinde çeşitli ve
pek de alışık olmadığımız araçlarla üretilerek de sunulduğu bir Aktif-Çağ’a
giriyoruz.
İrem Küçük : Türkiye’de
deneysel mimarlığa gereken önemin verildiğini düşünüyor musunuz?
Salih Küçüktuna: Tabii ki düşünmüyorum bu soruyu hangi ülkede kime sorarsanız sorun
aynı cevabı alırsınız, deneyselliği eğer klasik eğitim sisteminin karşısına bir
meydan okuma gibi koyarsanız bir sonuç almanızın imkanı yok destekten çok
olumsuz eleştiri ile karşılaşırsınız çünkü bugün deneysellik günümüz klasik
eğitimine bir tehdit gibi algılanabiliyor her yeni yaklaşım biçimi önce bir
şüpheyle karşılanır çünkü çok köklü ve gelenek haline gelmiş bazı düşünce
biçimlerini ve dogmaları şekil anlamında reddediyor gibi görünebilirsiniz. ne
yaptığınızı ve neden yaptığınızı doğru anlatmak zorundasınız bu yüzden metod
üzerinden ve doğru bilgiyle temellendirilmiş yaklaşımlar geliştirmelisiniz. Zaten
deneysel olmak pragmatik olmaktan çok farklıdır, metod ve yöntem üzerinden
ilerler , anlatacak birşeyiniz yoksa sizi dinleyecek birilerinin de olmasını
beklememelisiniz.
İrem Küçük :Mimarlık
medyasında deneysel mimarlık sizce yeteri kadar yer alıyor mu?
Salih Küçüktuna: Mimarlık medyasını iki yönüyle ele
almak lazım birincisi çok klişe anlamıyla katalog mimarlığı yani mimari işlerin
anlatıldığı mimarlık magazinleri ben bu tip magazinleri hiç takip etmiyorum ve
faydalı da bulmuyorum içerikten yoksun sadece biçimle ilgilenen ve mimarları da
izleyici durumuna düşüren bir yapıları var bir medya arayüzü aracılığıyla olan
biteni izliyorsunuz sadece arada bir göz atmanızın sakıncası yok elbette.Mimarlığı
kimin için ve ne için yapıyorsunuz işte bu sorunuzun karşılığı olarak hangi
medyayı nasıl takip ettiğiniz de bir anlamda ortaya çıkıyor tabii ki medya da
yaşayan birşey ve o da sizi takip ediyor. Diğer yönü ise gerçekten mimarlık ve
mimarlık ile ilişkili olan biteni takip eden literatürü takip eden ilişkiler kurmanızı sağlayan ve bunu sizinle
paylaşan tarafı bence bu tip mimarlık medyası yeni ve deneysel olana çok açık,
izleyicisi ve popülerliği daha az olabilir ama sizin bulup takip etmeniz için
orada bir yerlerdeler. Medyayı görünülürlüğünüzü arttırmak için mi yoksa
paylaşmak için mi kullandığınız bazen içinden çıkılmaz bir hal alabilir bence
medya konusunda rahat olmak lazım sosyal medya zaten herşeyi daha da
özgürleştirdi . Bu yüzden eğer gerçekten özgün deneysel işler yapıyorsanız
medya bunu bir şekilde sahipleniyor. yeterince yer alıyor mu yerine acaba
yeterince deneysel iş yapılıyor mu sorusunu da sormak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder